İngilizce Kelime ve Çeviri Çalışmaları

İngilizce Temel Bağlaçlar: Anlamları, Kullanım Örnekleri

Bağlaçlar, diğer kelimeleri, deyimleri veya tümceleri birbirine bağlayan kelimelerdir. Bazen karmaşık, bazen de zarif cümleler oluşturmanıza ve birden çok kısa cümlenin düzensizliğinden kaçınmanıza olanak tanır. Bağlaç, tıpkı bir isim, fiil veya zamir gibi konuşmanın bir parçası olarak görülmelidir. Bağlaçların temel amacı konuşmanın çeşitli kısımlarını ahenkli bir şekilde birleştirmektir.

For (İçin): Bir şey için bir neden sağlamak için kullanılır. (I eat at the café every weekend, for they serve the best bagels in town.)

Nor (Ne de): Olumsuz bir ifadeniz olduğunda, “nor” başka bir olumsuz alternatif ekler. (My mom was not happy, nor was she upset. She didn’t care.)

But (Ama): Bu bağlaç, zıt fikirleri/şeyleri birbirine bağlar. Örnek cümle: “I want to go to the movies, but Sarah wants to go out to eat.”

Although (Rağmen): “Her ne kadar”, “olsa da” veya bir şeye “rağmen” anlamına gelir. (Although she is a great creative writer, she has trouble writing academic papers.)

Though (Rağmen-Gerçi): “Though-Gerçi”, genellikle “Although-rağmen” ile aynı şekilde kullanılabilir. Bununla birlikte, bir cümlenin ortasında bulunma olasılığı “Although-rağmen” kelimesine göre daha yüksektir. (I don’t drink milk, though I do pour milk in my coffee.)

Whether (İkisinden Biri) : İki seçenek arasında bir tercihi ifade ederken “whether” kullanılır. Çoğu durumda, “or” bağlacı ile birlikte “whether” kullanılır. (I can’t decide whether I want rice or beans.)

Either/or (Ya/veya): Bu kelimeler iki alternatifi ifade eder. (I want to attend either Harvard or Yale.)

Neither/nor (Ne … ne de): Olumsuz bir ifadede “ne/ne” ifadesi kullanmak gibidir. (Neither my brother nor my sister is a good singer.)

If/then (Eğer/o zaman): “If” ve “then” kelimeleri iki tümceyi ayırır. Başka bir şeyin olması sonucunda olacak bir şey hakkında konuşmak için çifti kullanılır. (If Bob graduates from college, then he can apply for the job opening at Yandex.)

İngilizcede sık kullanılan bütün bağlaçlar şöyledir: “For, and, nor, but, or, yet, so, both/and, either/or, neither/nor, not only/but, whether/or, after, although, as, as if, as long as, as much as, as soon as, as though, because, before, by the time, even if, even though, if, in order that, in case, in the event that, lest , now that, once, only, only if, provided that, since, so, supposing, that, than, though, till, unless, until, when, whenever, where, whereas, wherever, whether or not, while…”

✯✯✯

İngilizce Önekler ve Sonekler

Ek demek, başka bir kelimeye eklenen önek veya sonek gibi bir öğedir. Yeni kelimeler oluşturmak için kelimelere ekler (ön ekler, son ekler) ekleriz. Sadece en yaygın ön ekleri ve son ekleri bilerek, yeni kelimeler öğrenmenize gerek kalmadan kelime dağarcığınızı artırabilirsiniz.

Ön Ekler ve Son Ekler İngilizce Kelime Dağarcığını Nasıl Geliştirir?

İngilizce dili sürekli artan sayıda kelime içerir. Yeni kelimeler öğrenerek kelime dağarcığınızı geliştirmek bunaltıcı görünebilir, ancak İngilizce’nin yaygın ön eklerini ve son eklerini biliyorsanız, çok daha fazla kelime anlayacaksınız. Ortak ön ekler ve son ekler konusunda uzmanlaşmak, bir kod öğrenmek gibidir. Kodu çözdüğünüzde, yalnızca kelimeleri daha doğru yazamazsınız, aynı zamanda tanımadığınız kelimeleri tanıyabilir ve hatta tanımlayabilirsiniz. Aşağıdaki tabloya bir göz atalım. Unutmayın, önekler bir kelimenin başına ve sonekler bir kelimenin sonuna gelir.

Kelime Eki (önek veya sonek)  Yeni kelime Örneği
Sıfat son eki: –ful. Doubtful. I’m doubtful about your plans. (Planlarından şüpheliyim.)
Sıfat son eki: –ly. Doubtfully. He worked doubtfully.
“Olmayan” veya “sahip olmayan” anlamına gelen sıfat son eki: –less. Doubtless. We’re doubtless because we have no idea. (Hiç şüphemiz yok çünkü hiçbir fikrimiz yok.)
“Olumsuzlama” anlamında önek: –un. Undoubted. I am the undoubted champion of the world.
“Olumsuzlama” anlamında önek: –un + zarf son eki: ly. Undoubtedly. Undoubtedly, you were right.

Sadece ön ekleri ve son ekleri bilerek kelime dağarcığınızı beş kat artırabilirsiniz! Yukarıdaki çizelgeden de anlaşılacağı gibi, “şüphe” kelimesini kullanarak beş yeni kelimemiz var: “Doubtful, doubtfully, doubtless, undoubted and undoubtedly.” 

Görüleceği üzere önekleri ve anlamlarını öğrenmek, öğrencilerin kelimeleri daha küçük parçalara ayırmasına yardımcı olur. Bu sayede kelimelerin sindirimi kolaylaşır ve anlamları daha net hale gelir. Ayrıca, önekleri öğrenmek, yeni kelimelerin daha kolay öğrenilmesine yardımcı olur.

Sık Kullanılan Önekler

Ingilizce Onekler Sonekler Englische Prafixe und

ante- before antenatal, anteroom, antedate,
anti- against, opposing antibiotic, antidepressant, antidote, antifreeze
circum- around circumstance, circumvent, circumnavigate
co- with, together co-worker, co-pilot, co-operation, co-worker
de- off, down, away from devalue, defrost, derail, demotivate, deactivate
dis- opposite of, against disagree, disappear, disintegrate, disapprove
em-, en- cause to, put into embrace, encode, embed, enclose, engulf
epi- upon, close to, after, central point epicentre, episcope, epidermis
ex- former, out of, no longer with ex-president, ex-boyfriend, exterminate
extra- More of, beyond extracurricular, extraordinary, extra-terrestrial
fore- before, beginning forecast, forehead, foresee, foreword, foremost
homo- same, two equal things homonuclear, homoplastic
hyper- over, above, excess of hyperactive, hyperventilate
il-, im-, in-, ir- not, to negate, negative impossible, illegal, irresponsible, indefinite
im-, in- into, within insert, import, inside
infra- beneath, below infrastructure, infrared, infrasonic, infraspecific
inter-, intra- between interact, intermediate, intergalactic, intranet
macro- large, big version macroeconomics, macromolecule
micro- small, tiny, petite microscope, microbiology, microfilm, microwave
mid- middle, centre point midfielder, midway, midsummer
mis- wrongly, not correct misinterpret, misfire, mistake, misunderstand
mono- one, singular monotone, monobrow, monolithic
non- not, without nonsense, nonentity, nondescript
omni- all, every, all places omnibus, omnivore, omnipotent
para- beside parachute, paramedic, paradox
post- after,  post-mortem, postpone, post-natal
pre- before, beginning prefix, predetermine, pre-intermediate
re- again, repeat return, rediscover, reiterate, reunite
semi- half,  semicircle, semi-final, semiconscious
sub- under, below submerge, submarine, sub-category, subtitle
super- above, over, above  superfood, superstar, supernatural, superimpose
therm- heat, temperature thermometer, thermostat, thermodynamic
trans- across, beyond transport, transnational, transatlantic
tri- three triangle, tripod, tricycle
un- not, to negate, negative unfinished, unfriendly, undone, unknown
uni- one,  unicycle, universal, unilateral, unanimous

Sık Kullanılan Soneklerin Listesi

-acy state or quality democracy, accuracy
-al the action or process of trial, criminal,
-ance, -ence state or quality of ambience, tolerance
-dom place or state of being freedom, boredom
-er, -or person or object that does a specified action reader, creator
-ism doctrine, belief, theory Judaism, scepticism
-ist person or object that does a specified action Geologist, scientist, theorist
-ity, -ty quality of extremity, validity, absurdity 
-ment condition, state of being argument, agreement
-ness state of being, condition highness, sickness,
-ship position held friendship, internship, 
-sion, -tion state of being position, promotion, creation

Fiil Sonekleri

-ate become mediate, collaborate, create, mandate
-en become sharpen, strengthen, loosen
-ify, -fy make or become justify, simplify, magnify, satisfy, clarify
-ise, -ize become publicise, synthesise, hypnotise

Sıfat Sonekleri

-able, -ible capable of being edible, fallible, incredible, audible, doable
-al having the form or character of fiscal, thermal, herbal, colonial,  
-esque in a manner of or resembling picturesque, burlesque, grotesque
-ful notable for, possess a skill handful, playful, hopeful, skillful, 
-ic, -ical having the form or character of psychological, hypocritical, methodical, musical
-ious, -ous characterised by pious, jealous, religious, ridiculous, malicious 
-ish having the quality of, being slightly of something squeamish, sheepish, childish, 
-ive having the nature of inquisitive, informative, attentive, native 
-less without, zero  meaningless, hopeless, homeless
-y characterised by dainty, beauty, airy, jealousy, hardly, dandy

Zarf Sonekleri

-ly related to or quality softly, slowly, happily, crazily, madly, hopefully
-ward, -wards direction, movement towards, afterwards, backwards, inward, downward
-wise in relation to otherwise, likewise, clockwise

Ön ekler ve son ekler, başka bir kelimenin başına veya sonuna eklenen harf gruplarıdır. Kendi başlarına kelimeler değildirler ve bir cümlede tek başlarına duramazlar: kendi başlarına yazılmışlarsa, önlerinde veya arkasında bir tire bulunur.

İngilizceyi gerçekten iyi konuşabilmek için ön ekleri (kelimenin başına eklenen) ve son ekleri (kelimenin sonuna eklenen) anlamak gerekir. Öneklerin ve soneklerin doğru uygulanması, bir kelimenin anlamını kolaylıkla ve tüm cümleyi değiştirmek zorunda kalmadan tamamen değiştirmenize olanak tanır. Ayrıca, çok fazla önek ve sonek yoktur, ancak sorun, bunların doğru uygulanmasına ilişkin genelgeçer bir kuralın olmaması gerçeğinde yatmaktadır.

Referanslar

  • https://www.englishreservoir.com/affix/prefixes-and-suffixes/
  • https://courses.lumenlearning.com/englishforbusiness/chapter/3-4-prefixes-and-suffixes/
  • https://www.fluentu.com/blog/english/english-conjunctions/
  • https://www.grammarly.com/blog/conjunctions/

Turkau Araştırma

Türk Aydınlanma ve Uygarlık Araştırmaları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İçerikler:

Başa dön tuşu