Cengiz Han Türk mü Moğol mu?
Türk tarihçiler Cengiz-han’ın kimliği konusunda ikiye ayrılmışlardır. Bir kısmına göre Türk asıllıdır, kimilerine göre ise Türklerle hiçbir ilgisi yoktur.
Cengiz-han’ı Türk sayan ünlü tarihçilerden biri merhum Zeki Velidi Togan’dır. Togan’a göre Cengiz-han’ın mensup olduğu Kıyat/Kayat aşiretinin Borçigin oymağı Orta Asya Hunlarının doğrudan torunları olan Şa-to Türkleri (diğer adları Çümük) han sülalesine mensup iken Moğol aşiretleri arasına yerleşmiş ve Moğollaşmıştır. Togan, Börçigin kelimesini de “Böri-tegin” olarak gösterir ve kelimenin Moğol dilindeki söylenişi olduğunu belirtir. Hatta Togan bir adım daha atarak, Kay ile Kayatların aynı kabile olduğunu ve kendisinin de Kaylara mensup bulunduğunu belirtir. Dahası, Kay ile Osmanlı hanedanının mensup olduğu Kayıları da aynı kabul eder. Ama ikna edici deliller ortaya koyamaz.
Şa-tolar, Gök-Türkler döneminde Batı Hakanlığı sınırları içinde kalıyorlardı, fakat kendileri her birine bir ok verildiği için On-oklar denilen zümre içinde yer alamayınca, hakana kızarak bölgeden ayrılıp Güney Mançurya’nın doğu kesimine gittiler ve Çin’in tebaalığına geçtiler. Yaşadıkları yer kum tepeleri arasında olduğu için Çinliler onlara “Çöl Türkleri” anlamında Şa-to Türkleri adını verdiler ki, Zeki Velidi, Börçiğin oymağını bunlara intisap ettirmektedir. Şa-tolar daha önceleri Çu nehri kenarında yaşadıkları için Çu-yü denilen büyük boydan kopanlardır aslında. Ama Moğol Börçigin oymağının Şa-tolara mensup olduğu konusunda hiçbir tarihi kayıt mevcut değildir. Aksine onlar, Kara Tatar denilen halka mensuptular. En azından Moğol kaynakları böyle göstermektedir.
Şa-toları Cengiz Han’ın devleti içinde yer alan Öngütlerle ilişkilendirenler de vardır. Esasen konumuz Şa-to Türkleri olmadığı için onlar üzerinde durmayacağız, ama Börçiginlerin Şa-to asıllı olduğu iddiasının yalnızca bir varsayım olduğunun da altının çizilmesi gerekir.
Cengiz’in Türk asıllı olduğuna dair ileri sürülen bir diğer görüş, onun hem Moğolca hem Türkçe konuştuğudur. Dünya iki dilli etnik topluluklar ve insanlar bir hayli fazladır ve bir insanın ana dilinin yanında ikinci bir dili konuşması o milletten olduğu anlamına gelmez.
Yine Cengiz’in Moğol asıllı olmadığı konusunda ileri sürülen üçüncü bir görüş Ebu’l Gazi Bahadır-han’ın şu sözleridir:
“Tatarlar, çok yüksek boylu değildirler En yüksek boyluları 156-160 cm’dir. Dolgun ve kilolu da değillerdir. Geniş yüzlü, bariz elmacık kemiklidirler. Gözlerinin üst kirpikleri hemen hemen yoktur. Sakalları seyrektir. Temuçin (Cengiz) uzun boylu ve heybetliydi. Yayvan dudaklı ve uzun sakallıydı. Bu özellikleriyle diğerlerinden ayrılıyordu.”
Leon Cahun, Börçiginlerin gözlerinin mavimtrak olduğunu belirtir. Bunları göz önünde bulundurursak, Cengiz-han’ın mensup olduğu Börçigin oymağının bir mutasyon geçirdiği ve fiziki görünümlerinde değişiklikler husule geldiği söylenebilir, ama tüm bunlar Börçiginlerin Türk asıllı olduğunu göstermez.
Mirza Uluğbey, meşhur “Dört Ulus Tarihi” adlı eserinde Cengiz-han’a ait olduğunu iddia edilen bir beytten söz etmektedir. Kazak tarihçi T. İ. Sultanov’un anlattığına göre Cengiz-han’ın büyük oğlu Cuçi-han ölünce Uluğ-Cirçi adındaki bir Moğol yanına önde gelen beylerden birini alarak ölüm haberini vermek üzere Cengiz’e gider. Cengiz-han, Uluğ-Cirçi’ye cevap olarak şu Türkçe beyti söyler:
Kulun algan kulunday kulunumdan ayrıldım
Ayrılışkan ankuday er ulumdan ayrıldım.
Yani;
Yavrusunu kaybetmiş kulan gibi yavrumdan ayrıldım
Birbirinden ayrılan ördekler gibi, kahraman oğlumdan ayrıldım
Bu şiir Cengiz-han’a atfedilir, ama hiçbir kaynakta Cengiz’in şairlikle ve şiirle ilgisinin olduğunu gösteren herhangi bir kayıt mevcut değildir. Bu şiirin kime ait olduğu bilinmiyor; muhtemelen Cengiz-han onu birinden duymuş ve ezberlemiş, ölüm haberinin gelmesi üzerine de okumuştur.
Şunu da unutmamak gerekir ki, Türklerin %76’ı beyaz Avrupaî tip, %14’ü Ural-Altay tipi ve yalnızca %10’u Mongoloid tiptir. Cengiz-han ise tipik bir Mongoloiddir.
Zeki Velidi Togan, Cengiz’in kendisini Gök-Türklere ve Gök-Türk devletini kuran Açina boyuna mensup gördüğünü de iddia etmektedir ki, eğer bu iddiası doğru olsaydı, Cengiz, Gök-Türklerin Orta Asya’daki torunlarına dünyanın en büyük darbesini indirmezdi ki, oğulları ve torunları da onun yolundan gitmişlerdir.
Ahsen Batur