Türk Birliği Mümkün Mü? Hayal Mi? [Jeopolitik Bakış: 2020]

“Türk Birliği mümkün mü? Hayal mi?” başlıklı bu yazının amacı salt bir hayal olmadığına dair jeopolitik boyutta bir pencere sunmaktır.
Giriş Niyetine
Küreselleşmenin -ideolojik olmayan- organik boyutlarının etkisiyle bir malın bir yerden başka bir yere ulaştırılması hız kazanmış, iletişim ve haberleşme kolaylaşmış, jeo-politik/kültürel/ekonomik boyutta yakınlıkları ve çıkar ortaklıkları bulunan ülkeler için entegrasyonlar ve işbirlikleri önemli hale gelmiştir.
1990’lardan itibaren oluşmaya başlayan tek kutuplu neoliberal dünya algısı sarsılmış, içinde bulunduğumuz 2020 yılında küresel sistemin ana aktörünün milli-devlet yapısı olduğu, Korona salgını ile yeniden dünyanın dört bir yanında gözlemlenmiş ve ikrar edilmiştir.
Tarihin Değişimi ve Jeopolitik
Tarihte zaman yolculuğuna çıkalım…
Yıl 1970… Anadolu’nun herhangi bir kentinde herhangi bir vatandaşa; “Türkiye dışındaki Türklerin bazıları bağımsız olup devletler kuracak; Türk Birliği örgütü kurulacak; devlet yetkilileri ortak bayrak ve çatı altında poz verecek.” (Aşağıdaki fotoğrafın tasviri) denildiğini düşünelim.
Muhtemelen hayal der, söyleyeni hayalperestlikle itham ederdi…
…
Yıl 1995… 7 Bağımsız Türk Devleti var; bir vatandaşa “Türk Birliği örgütü kurulacak ve devlet yetkilileri ortak bayrak ve çatı altında poz verecek.” denilmiş olsun.
Yine hayal ve hayalperestlikle itham olunurdu.
…
Yıl 2010… Ülke siyaseti zor bir süreçten geçiyor, ortada kurulmuş bir Türk Keneşi var. “Bu yapı aktif hale gelecek, Türk Devletleri ile ortak projeler üretmek için bir araya geleceğiz.” denildiğini varsayalım. Yine “ABD, terör, dünya vatandaşlığı, Avrupa Birliği vs.” kelimeleri geçen farklı cümlelerle yanıtlar alıp, hayalperestlikle itham edilmek olasıydı.
…
Yıl 2020: Türk Keneşi Var ve Etkinleşiyor
Bugün ise Türk Keneşi, geçtiğimiz on yıllarda hayal edilmesi zor bir sinerji yakalamıştır.
Bu çerçevede: “Türk Birliği, Türk Devletleri entegrasyonu olarak düşünülmelidir: Her Türk Devleti bayrağının yanında, Türk Keneşi (Birlik) Bayrağı…”
Peki jeopolitik boyutta Türk Keneşi’nin öneminin artacağının emaresi nedir?
İpek Yolunun Yükselişi
Türk tarihinde Hunlarda, Kök-Türk Kağanlığı döneminde, Hazarlarda vb. bir çok Türk Devleti’nde yükselişin temeli; ticaret yollarına hakim olup, yolları güvenli ve işler halde tutmak olmuştur.
Bugün; Doğu’da yükselen ekonomiler arasında Çin-Japonya-Hindistan-Rusya-Güney Kore-Endonezya-Tayland-Tayvan-Pakistan gibi ülkeler yer almaktadır. Yani Avrupa ile Doğu arasındaki ana kara güzergahı olan İpek Yolu yeniden önem kazanmaktadır.
(En büyük ekonomiye sahip ülkelere dair bir liste için göz atabilirsiniz: Projected GDP Ranking)
Türk Devletleri ise, Avrupa ile Doğu arasında merkezi kara güzergahı konumunda yer alıyor. Avrupa-Doğu arasında güzergah olmak; tarihte İpek Yolu’nun Türklere sağladığı ekonomik katkı ve avantajın yeniden gündeme gelmesi anlamına gelir.
Fikri Destekleyen Realist Örnek: Çin
Çin’in büyük servet harcadığı Bir Kuşak Bir Yol (Yeni İpek Yolu) projesi de; bu güzergahın önem kazandığı gerçeğinden hareketle, bölgede jeoekonomik Çin hakimiyeti kurmak istemesi hasebiyle hayata geçirilmiş bir projedir. (Çin’in Batı bölge teorisi hakkında bir araştırma ile projenin mantığı hakkında daha iyi bilgi sahibi olmak mümkündür.) Çin, bu yolu agresif bir şekilde kurarken, Korona virüsü sonrası bir süre duraksaması bekleniyor.
Jeopolitik gerçeklik Türk Dünyası’nın coğrafî avantajını yeniden kazanabileceğini gösteriyor. Zira Türk Dünyası, söz konusu ticari güzergahların karasal kısmının merkezini teşkil ediyor.
Bu güzergahın kullanılmasını kendi çıkarlarına ters gören güçlerin karşıt çalışmaları da olabilir. Bu durum ise, Türk Cumhuriyetleri için siyasi-kültürel-ekonomik-güvenlik boyutlarında işbirliğinin zorunluluğunu önemli hale getirmektedir. Yani risk olan bazı konjönktürel durumlar, diğer yandan işbirliğinin önemini arttırmaktadır: Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin Rusya-İran-Ermenistan faktörleri çerçevesinde olumlu bir şekilde gelişmesi gibi.
Türk Keneşi de, 2020 yılından gözlemlendiğinde, -ideolojik- tesirden ziyade kültürel-tarihi ortaklıklar ve iktisadi-siyasi işbirliği zemininde önem kazanmaktadır.
Sonuç Niyetine
Mevcut jeopolitik zorunluluklar Türk Devletleri’nin, birbirleriyle kültürel-siyasi-güvenlik-ekonomik entegrasyonunu istemeseler dahi geliştirmek zorunda olduklarını gösteriyor.
Türk Devletleri’nin entegrasyonu; imkansız bir hayalin ötesinde, jeopolitik şartlar ile alakalı bir duruş biçimi olarak gerçeklik kazanan sürece dönüşmektedir.
Bu çerçevede jeopolitik realite, uluslararası ilişkilerin ve dünya sisteminin temel şablonunu belirler. İdeolojik motivasyon ise bu aşamada devreye girerek Bağımsız Türk Devletleri işbirliğinin ve entegrasyonunun hızının arttırılmasında önemli bir katalizör olma potansiyeli kazanır.
Türk Birliği basit bir hayalin ötesinde bağımsız Türk Devletleri’nin mevcut jeopolitik gerçeklik karşısında bir dayanak noktası olarak gelecek yıllarda Türk Dünyası’nın daha fazla gündeminde olacaktır.