Milli Güç Nedir?

Milli Güç: Anlam, Doğası, Unsurlar, Boyutlar ve Yöntemler

Milli Güç veya Ulusal Güç, bir ulusun diğer uluslarla ilişkili olarak kendi ulusal çıkarlarının amaçlarını ve hedeflerini güvence altına alma yeteneği veya kabiliyetidir. Milli çıkar hedeflerini güvence altına almak için güç kullanımı veya güç kullanma tehdidi veya başkaları üzerinde nüfuz etme kapasitesini içerir.

Milli Gücün Anlamı:

Millî Güç’ün anlamını, önce güç bağlamında iktidarın (power) anlamını ve doğasını analiz ederek anlayabiliriz:

Güç (İktidar) Nedir?

“Güç”ün (iktidar) anlamını, özellikle insan ilişkileri bağlamında açıklamak kolay değildir. Çeşitli disiplinlerde çok farklı açıklamalarla karşılaşıyoruz. Tek bir sosyal disiplin içinde bile, Güç birkaç farklı şekilde tanımlanır. Bazı sosyal bilimciler bunu güç kullanımı olarak tanımlarken, bazıları bunu güç kullanımı veya güç kullanma tehdidi veya hatta nüfuz etme yoluyla istenen hedefleri elde etme kapasitesi olarak açıklar.

Güç (iktidar) tanımları:

  1. “Güç, insanın başkaları üzerindeki gücüdür” ve “insanın diğer insanların zihinleri ve eylemleri üzerindeki kontrolü”dür. —Morgenthau
  2. “Güç, uyumsuzluk durumunda etkili yaptırımlara güvenerek kişinin iradesini başkalarına empoze etme kapasitesidir.” —Schwarzenberger
  3. “Güç, ödüllendirerek veya ödüllendirmeye söz vererek ya da onları değer verdikleri bir şeyden mahrum bırakma tehdidinde bulunarak, aksi takdirde başkalarının yapmayacakları şeyi yaptıracak şekilde kontrol etme yeteneğidir.” —Charles P. Schleicher

Bu tanımlamalar temelinde, insan ilişkileri bağlamında iktidarın, güç, etki veya kontrol kullanarak istenen ve amaçlanan bir etkiyi veya kazancı güvence altına alma kapasitesi ve yeteneği olduğunu söyleyebiliriz.


Milli Güç Nedir?

İktidar bağlamında gücün anlamını anladıktan sonra, Milli Gücü tanımlamak oldukça kolay hale gelir.

  1. “Milli Güç, devletin ulusal çıkarlarını ve hedeflerini gerçekleştirmek için kullandığı bir devletin güç ve kabiliyetinin birleşimidir.” —Padelford ve Lincoln
  2. “Milli Güç, bir ulusun ulusal hedefleri gerçekleştirme yeteneğini ifade eder. Bize, belirli bir ulusun ulusal hedeflerine ulaşmada ne kadar güçlü veya zayıf olduğunu anlatıyor. ” -Hartman
  3. “Milli Güç, bir ulusun başkalarının davranışlarını kendi amaçları doğrultusunda etkileme yeteneğidir. Bir millet bunu yapmadıkça, büyük olabilir, zengin olabilir, hatta harika olabilir ama güçlü değil. ” —Organski

Basit bir ifadeyle, Milli Gücün, bir ulusun diğer uluslarla ilişki içinde kendi ulusal çıkarlarının amaç ve hedeflerini güvence altına alma yeteneği veya kabiliyeti olduğu söylenebilir. Milli çıkar hedeflerini güvence altına almak için güç kullanma veya güç kullanma tehdidi veya başkaları üzerinde nüfuz etme kapasitesini içerir. Bu şekilde, Milli Gücü “diğer devletlerin davranışlarını kendi iradesine göre kontrol etme yeteneği” olarak tanımlayabiliriz.


Milli Gücün Doğası 

Milli güç, millet adına güç kullanan karar vericiler, devlet adamları ve diplomatlar grubunun gücünü ifade eder. Daha spesifik olarak, ulusun dış politikasını formüle eden ve uygulayan ve böylece ulusal hedefleri güvence altına almaya çalışan karar vericilerin gücüdür.

Milli Güç, devletin tüm nüfusunun gücü anlamına gelmez. İnsanların karar vericilerin gücünü kendi güçleri olarak görmelerini sağlayan sadece psikolojik bir bağlantıdır. Bir ulusun milli gücünün artması, gerçekte, ulusun karar vericilerinin, devlet adamlarının ve diplomatlarının milli menfaat hedeflerini güvence altına alma gücünün artması anlamına gelir. Dolayısıyla, uluslararası siyasette ulusal güçten bahsettiğimizde, gerçekten bir ulusun karar vericilerinin kendi uluslarının ulusal çıkarlarını güvence altına alma yetenekleri açısından gücüne atıfta bulunuyoruz.


Millî/Ulusal Gücün Özellikleri

Siyasette milli gücün en önemli özelliklerinden bazıları şu şekildedir:

1. Millî Güç, Uluslararası İlişkilerde Hem Bir Araç hem de Bir Amaçtır:

Millî Güç, belirli amaçları gerçekleştirmek için diğer devletlerin davranışlarını kontrol etme aracıdır. Bir ulusun istenen değerleri – barış, güvenlik, ilerleme, kalkınma, statü ve daha fazla güç – güvence altına alabileceği para birimi olarak kabul edilmektedir. Uluslar, uluslararası ilişkilerdeki çıkarlarını güvence altına almak için güç kullanırlar. Bu, gücü uluslar arası ilişkilerde bir araç haline getirir.

Bununla birlikte, fiili uygulamada güç, bir amaç veya bir amaç olarak aranır. Milletler sadece acil ihtiyaçları için değil, aynı zamanda gelecekteki ihtiyaçları için de güç ister. Bu nedenle, her zaman bir güç rezervi oluşturmaya çalışırlar ve bu nedenle bir amaç olarak iktidarın peşine düşer. Dolayısıyla, para gibi güç de bir araçtır ama çoğunlukla bir amaç olarak takip edilir.

2. Millî Güç, Ulusal Çıkar Hedeflerini Güvence Altına Alma Yeteneğidir:

Millî Güç, bir ulusun, kendi ulusal çıkarlarının amaçlarını güvence altına almak amacıyla diğer ulusların davranışlarını etkileme veya değiştirme yeteneği veya kapasitesidir. Bu, güçlü bir ulusun, uluslararası ilişkilerde ulusal çıkarlara yönelik arzulanan hedeflerine ulaşma konumunda olduğu bir ilişkidir. Bir ulusun Ulusal Gücü, uluslararası ilişkilerde amaç ve hedeflerini yerine getirme yeteneği ile ölçülür.

3. Millî Güç Dinamik ve Karakter Olarak Görecelidir:

Millî güç her zaman zaman ve kaynaklara bağlıdır. Bir ulusun gücü, hem ulusun yetenek ve kabiliyetinin analizi hem de ulusal gücünün diğer uluslarla karşılaştırılması yoluyla analiz edilmelidir. Dahası, Millî Güç dinamiktir. Artmaya veya azalmaya devam ediyor.  Milli Güç, istikrarsız, dinamik bir karaktere sahiptir ve bu nedenle ulusun uluslararası ilişkilerdeki rolünü anlamak için sürekli veya en azından periyodik ve düzenli olarak değerlendirilmelidir. Milli güç her zaman dinamiktir. Güçlü bir ulus, gelecekte daha az güçlü veya daha güçlü hale gelebilir. Bu, diğer ulusların güç potansiyelindeki değişikliklerin yanı sıra ulusal gücün çeşitli bileşenlerine bağlıdır.

4. İki Ulusun Eşit Güce Sahip Olmaması:

İki ulusun kesinlikle eşit güce sahip olamayacağına veya sahip olamayacağına dikkat edilmelidir. Eşit derecede güçlü iki süper güç veya büyük güçler veya büyük güçler arasında ancak kaba bir eşitlik olabilir. Bir milletin gücü her zaman diğer ulusların gücünden az ya da çoktur.

5. Millî Gücün Birkaç Unsuru Vardır:

Millî güç genellikle coğrafya, nüfus, sanayi kapasitesi, diplomasi, askeri hazırlık, liderlik kalitesi ve hükumet gibi çeşitli faktörlere dayanarak belirlenen bir ulusun yetenekleri açısından analiz edilir ve değerlendirilir. Bütün bu faktörler, bir ulusun ulusal gücünü değerlendirmek için hem nicel hem de niteliksel olarak analiz edilmelidir.

6. Gerçek Güç ve Potansiyel Güç:

Bir ulusun gücünü analiz etme girişimi, hem gerçek gücün hem de bir ulusun potansiyel gücünün analizine odaklanmalıdır. Gerçek güç hemen elde edilebilen güçtür, potansiyel güç ise kriz durumlarında ve ihtiyaç zamanlarında üretilebilen güçtür. Kriz yönetimi kabiliyetinin yanı sıra gelecek yıllarda olası iktidar mevcudiyetini ifade eder.

7. Millî Güç, Uluslararası İlişkilerin Para Birimidir:

Her ulus, gücünü uluslararası ilişkilerde ulusal çıkarlarını güvence altına almak için kullanmaya çalışır. Uluslararası ilişkileri bir iktidar mücadelesi süreci olarak görmemizi sağlayan bu özelliktir. Bu iktidar mücadelesinin doğası, ancak çeşitli ulusların milli güçlerinin analizi yoluyla analiz edilebilir. Bir ulusun uluslararası ilişkilerde oynadığı veya oynayabileceği rol, ulusal gücü değerlendirilerek değerlendirilebilir. Ulusların ulusal çıkarlarını anlamak için de gereklidir. Aslında bir ulusun tüm milli çıkarlarının en büyüğü, milli gücünü korumak ve artırmaktır. Bir milletin ihtiyaçlarının ve özlemlerinin karşılanmasının aracıdır. Bu haliyle, bir ulusun uluslararası siyasetteki önemini ve rolünü değerlendirebilmemiz, ulusal gücün analizine dayanmaktadır.

8. Millî Güç, Dış Politikanın Temeli Olduğu Şekilde Bir Araçtır:

Milli Güç, bir ulusun dış politikasının temelidir. Yalnızca bu dış politika, yeterli milli güçle desteklenen ulusal çıkar hedeflerini güvence altına almakta etkili olabilir. Devlet adamlarının ve diplomatların başkalarıyla hareket etme ve tepki verme yetenekleri yine kendi milletlerinin ulusal gücü tarafından belirlenir.


Milli Güç Unsurları ve Boyutları

Ulusal gücün üç biçimi birbirinden ayrılamaz. Ekonomik güç olmadan hiçbir ulus askeri gücünü geliştiremez ve ikincisi olmadan hiçbir ulus uluslararası ilişkilerde aktif bir rol oynayamaz. Psikolojik güç, ancak ekonomik ve askeri güçle desteklendiğinde kalıcı ve gerçekten etkili olabilir.

Uluslararası siyasette ulusal gücün temel boyutlarından bazıları şunlardır:

  1. Askeri Güç
  2. Ekonomik Güç
  3. Psikolojik Güç.

1. Askeri Güç:

Askeri güç, ulusal gücün önemli bir biçimidir. Ulusun güvenliği amacına ulaşmak için kesinlikle gerekli görülmektedir. Her millet için güvenlik, ulusal çıkarının en hayati unsurudur. Aslında, güvenliğini sağlamak için çalışmak her milletin öncelikli meselesidir. Bir ulusun güvenliğini savaş ve diğer ulusların saldırısı yoluyla ihlal etme olasılığı her zaman ayrı bir olasılık olarak değerlendirilir ve bu nedenle her ulus kendi güvenliğine öncelik verir. Olası ihlallere karşı güvenliğini korumak için her milletin bir ordusu vardır. Askeri güç, her ulusun güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamanın temel aracı olarak kabul edilir. Askeri güç, ulusal gücün hayati bir parçasıdır. Bir devletin uluslararası ilişkilerdeki rolü ve önemi, askeri gücüne bağlıdır. Hiçbir devlet, büyük bir askeri güç olmadan bir süper güç veya büyük bir güç olarak tanınamaz.

2. Ekonomik Güç:

Ekonomik güç, ulusal gücün ikinci önemli biçimidir. Bir ulusun kendi ihtiyaçlarını karşılama ve diğer devletlerin davranışlarını ekonomik mal ve hizmetlere erişimi sağlayarak veya reddederek kontrol etme kabiliyetinden oluşur. Dış politikanın ekonomik araçları, bugün bir devletin diğer devletlerin eylemlerini ve davranışlarını etkilemek için kullanabileceği en hayati araçlardır. Yeterli ekonomik güce sahip olmadan hiçbir devlet askeri güç olamaz.

“Ekonomik güç, askeri güçten ayrılamaz, çünkü temel bileşenlerinden biridir, modern savaş koşullarında ekonomik gücün askeri güç olduğunu söylemek, sadece biraz abartıdır.” —Palmer ve Perkins

Ekonomik güç, zengin ve gelişmiş ülkeler tarafından ekonomik yardım ve krediler sağlayarak diğer devletleri etkilemek için kullanılır. Zengin devletlerin uluslararası ilişkilerdeki çıkarlarını güvence altına almaya çalışmaları da ekonomik gücü sayesinde oluyor. Diğer devletlerin davranışlarında istenen bir değişikliği sağlamak için ekonomik baskı yoluyla hem teşvik etmek hem de zorlamak için bir araç olarak kullanılır.

Aslında, çağdaş zamanlarda ekonomik güç, askeri güçten çok daha önemli bir milli güç biçimi olarak kabul edilmeye başlandı. Japonya örneği bir kanıt olarak aktarılabilir. Ekonomik güç eksikliği, Üçüncü Dünya ülkelerinin zayıf güç pozisyonlarının arkasındaki temel faktör olmuştur.

Bir ulusun ekonomik gücünü değerlendirirken, hammadde, doğal kaynaklar, gıda stokları, endüstriyel ve teknolojik kapasite, GSMH, ticaret fazlası, ulaşım ve iletişim araçları, GSYİH, kişi başına GSYİH vb. faktörleri hesaba katmak gerekir. Bir milletin ekonomik gücü, askeri güç ve psikolojik güçle desteklenmediğinde uluslararası ilişkilerde çok etkili değildir.

3. Psikolojik Güç:

Psikolojik güç, milletin fikir ve imajının gücü anlamına gelir. Uluslararası ilişkilerde propagandanın ve ikna edici müzakerelerin rolü iyi bilinen bir gerçektir. Bu araçlar, eyaletler tarafından diğer devletlerin davranışında amaçlanan bir değişikliği sağlamak için kullanılır. İletişim araçlarındaki gelişme, kitle iletişim araçlarının ve kamuoyunun dış politika üzerindeki etkisinin artması, açık ve konferans diplomasisi çağının ortaya çıkması, alternatif ideolojilerin popülaritesi, insanlar arası temasların artması, STK’ların rolü ve sosyal hareketler ve propaganda ve tanıtımın uluslararası ilişkilerdeki artan rolü, Milli Güç’ün bu boyutunun rolünü artırmıştır.

Bir ulus, psikolojik ve kültürel araçları kullanarak her zaman diğer ulusların insanlarını ve liderlerini etkilemeye çalışır. Sistematik tanıtım ve eğitim ve kültürel ilişkiler yoluyla başkalarını etkileme yeteneği, bir ulusun ulusal gücünün psikolojik bölümünü oluşturur.

Üç Milli Güç Biçiminin Karşılıklı Bağımlılığı:

Ulusal gücün üç biçimi birbirinden ayrılamaz. Ekonomik güç olmadan hiçbir ulus askeri gücünü geliştiremez ve ikincisi olmadan hiçbir ulus uluslararası ilişkilerde aktif bir rol oynayamaz. Psikolojik güç, ancak ekonomik ve askeri güçle desteklendiğinde kalıcı ve gerçekten etkili olabilir. Dolayısıyla psikolojik güç, ekonomik güç ve askeri güç ile yakından ilişkilidir. Ulusal gücün değerli ve önemli bir parçasıdır. Milli Gücün doğası ve kapsamı, ancak Milli Gücün son derece ilişkili ve birbirine bağımlı bu üç boyutunun tümü değerlendirilerek değerlendirilebilir.


Milli Gücü Kullanma Yöntemleri:

Her ulus, ulusal çıkarlarını ve dış politika hedeflerini güvence altına almak için ulusal gücünü kullanır. Ulus tarafından dört temel yöntemle İkna, Ödül, Ceza ve Fiziksel Kuvvet yoluyla kullanılır.

1. İkna:

İkna, ulusal gücü kullanmanın çok etkili bir yöntemidir. İkna sanatı, belirli bir sorunu veya sorunu veya anlaşmazlığı diğer uluslara veya başka bir ulusa tanımlamak ve mantıksal olarak açıklamaktan ibarettir. Diğer ülkeleri, herhangi bir ikili ya da çok taraflı sorun ya da anlaşmazlık ya da mesele ile ilgili konuların niteliğine ilişkin belirli ve istenen bir görüşü ya da algıyı benimsemeye ikna etme girişiminde bulunulur.

Burada girişim, ulusun politikalarının makul ve adaletli olduğuna başkalarını ikna etmektir. Diplomasi, temelde iknayı temsil ettiği dış politikaya destek sağlamanın bir yöntemi olarak kullanır.

İkna, diplomatlar ve devlet adamları tarafından dış politikanın istenen ve tanımlanmış hedeflerini güvence altına almak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Etkili bir güç kullanma yöntemidir. Ancak ikna konusunda başarı ancak başka yöntemlerle desteklendiğinde ve güçlü bir milli güç ve etkin bir dış politika ile desteklendiğinde elde edilebilir.

2. Ödüller:

Güç kullanmanın ikinci popüler yöntemi, ödüllerin sunulmasıdır. Bu ödüller maddi, ekonomik veya psikolojik olabilir. Bir ulus, kriz zamanlarında veya hatta başka bir zamanda başka bir millete maddi yardım sağlayabilir. Ekonomik yardım ve kolay kredi verme veya yardım amaçlı hibe uygulaması, destek kazanmanın ve diğer devletlerin davranışında bir değişikliğe neden olmanın başka bir yöntemidir. Diğer ulusların devlet adamlarına, filozoflarına, sanatçılarına, bilim adamlarına ve eğitimcilerine belirli onurların simgesel desteği veya verilmesi, diğer devletleri dostça ve işbirliğine dayalı tutmayı amaçlayan psikolojik ödüller olarak da hizmet eder.

3. Ceza:

Gücü kullanmanın üçüncü bir yolu cezalandırmadır. Güçlü bir ulus, ekonomik yaptırımlar veya normlar veya politikalar uygulayarak veya ticaret kısıtlamaları koyarak veya olası bir ödülün reddini sağlayarak, saldırgan veya yararsız bir devlete ceza verebilir. Dış yardımın veya kredinin reddi veya azaltılması veya belirli ürün veya teknolojilerin ihraç edilmesinin reddedilmesi, güçlü bir ülke tarafından diğer uluslara ceza veya baskı uygulamak için kullanılabilir. Dolayısıyla ceza, güçlü bir ulus tarafından diğer devletler üzerindeki gücünü kullanmak için kullanılabilir. Fiili uygulamada, güçlü uluslar bir yöntem olarak ceza tehdidini kullanırlar ve fiili cezalandırma uygulamasından kaçınırlar. Cezaya başvurmak bir tepkiye neden olabilir ve dolayısıyla devletin gücünü kullanma yöntemi olarak cezaya başvurarak çıkarına zarar verebilir.

En etkili ceza, bir devletin arzulanan amacını, diğer eyaletlere fiilen ceza uygulanmaksızın güvence altına alan cezadır. Cezalandırma tehdidi, ulusal gücün fiilen uygulanmasından daha iyi bir uygulama yöntemidir.

4. Fiziksel Kuvvet:

Gücü kullanmanın son yöntemi, fiili güç kullanımı veya fiziksel şiddettir. Askeri güç veya fiziksel güç kullanarak, güçlü bir ulus, başka bir ulusun davranışında istenen bir değişikliği zorunlu kılabilir. Güç kullanma yöntemi olarak güç, cezayla ilgilidir. Aslında başka bir millete karşı cezai işlem yapıldığında, bu bir güç kullanma durumu haline gelir. Ancak, diğer devlete fiilen fiziksel şiddet uygulanmadan yalnızca cezalandırıcı eylem tehdidi verildiğinde, bu, cezalandırma yoluyla iktidarın kullanılması durumu haline gelir. Bu nedenle, güç ve ceza arasındaki fark, fiili güç kullanımına karşı güç kullanma tehdidindedir.

Fiziksel güç veya şiddet, güçlü bir devlet tarafından savaşa veya misilleme ve misilleme eylemlerine başvurarak kullanılabilir. Savaşa başvurmak, uluslararası ilişkilerde aşırı güç kullanmanın (iktidar) biçimidir. Gerçekten de, savaşa başvuran devletin ulusal gücünü ciddi şekilde sınırlayabilecek ve zarar verebilecek riskli ve tehlikeli bir yöntemdir. Bu düşünce, son çare olarak iktidarı kullanma yöntemi olarak savaşa başvurmayı yapar.

Her millet, uluslararası ilişkilerde ulusal gücünü kullanmak için bu dört temel aracı kullanır. Bunlar, bir ulusun dış politikasının istenen amaçlarını veya hedeflerini güvence altına almak için eşzamanlı olarak kullanılır. Bununla birlikte, günümüzde milletler barışçıl bir arada yaşama ve barışçıl anlaşmazlık çözümü ilkelerini izlemeyi tercih ettikleri için güç yöntemini asgari düzeyde kullanmaya çalışıyorlar. Ulusal gücün kullanımı, her zaman ulusun ulusal çıkarlarının amaçlarını güvence altına alma hedefiyle yönetilir.

Kaynak

  • https://www.yourarticlelibrary.com/india-2/national-power-meaning-nature-dimensions-and-methods/48477

Turkau Çeviriler

Turkau.com çeviri hesabıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer İçerikler:

Başa dön tuşu