Tez Nasıl Yazılır?
“Tez Nasıl Yazılır?” (Umberto Eco) Kitap Raporu
Mustafa Sarıkaya
Kitap Adı: Tez Nasıl Yazılır?
İlk Yayınlanma Tarihi: 1977
Yazarı: Umberto Eco
Giriş
İtalyan akademisyen Umberto Eco’nun “Tez Nasıl Yazılır?” adlı eseri 1977 yılında yayınlanmıştır. Kitabı, lisans öğrencilerinin bitirme tezleri için, konu belirleme aşamasından seçilen konuyu şematize etmeye kadar, bir tezin araştırılması ve yazılması süreçlerindeki tüm adımlar için faydalı öneriler sunmak amacıyla hazırlamıştır. Birçok dilde çevirisi yayınlanan kitap, bazı yorumların ifadesiyle adeta bir klasik halini almıştır.
“Tez Nasıl Yazılır?” adlı eserde Umberto Eco, akademik bir üsluptan çok akıcı ve sohbet edasında bir anlatım tercih etmiştir. Kitabın yazıldığı yıllarda bilgisayar ve internetin günümüzdeki işleviyle var olmadığı ve yazarın yaşadığı ülke/dönem şartları çerçevesinde örnekler verdiği göz önünde bulundurulduğunda, eser, kısmen güncel veya geçerli olmayan içeriğe sahip olmakla beraber, başta eleştirel düşünme ve tez organizasyonu konularında, önemli fikirler ve öneriler içermektedir.
Kitap Raporu
Umberto Eco, hazırlanan bilimsel çalışmaların; yapılan araştırmalar aracılığıyla çeşitli yerlerde dağınık şekilde duran fikirleri derleyip olgunlaştırıp diğer araştırmacıların görmezden gelemeyecekleri çalışmalar olarak üretilmeleri gerektiğini söylemektedir. Eco, söz konusu entelektüel üretim sürecini kendi hayatından somut bir kesitle anlatmaktadır.
Kitabın giriş bölümünde, bir fikrî tartışma esnasında yaşadığı kendisine şaşkınlık veren bir olayı şöyle aktarır:
“…
-Evime gel de sana bu meşum Başrahip Vallet’nin o kitabını göstereyim- demekle kalmayıp eve gittik… kitabın 20 yıldır dinlenmekte olduğu tepedeki rafa (…) çıktım. Kitabı buldum, heyecanla yeniden açtım, aynı ölçüde kaderimi belirleyen o sayfasını aramaya giriştim. Sayfayı buldum, kenarındaki ünlem işareti de duruyordu. Sayfayı Placido’ya gösterdim ve sonra bana çokça yardımcı olmuş olan o bölümü yüksek sesle okudum… iki kez daha okudum ve şaşırdım kaldım. Başrahip Vallet ona atfettiğim düşünceyi formüle etmiş değildi… (bana öylesine muhteşem gözüken) o bağlantıyı asla kurmamıştı. (Başka şeyden söz eden) Vallet’i okurken, onun söylemekte olduğu şeyden gizemli bir biçimde ilham alıp aklıma o fikir gelmişti anlaşılan; altını çizmekte olduğum metindeki şeyle aynılaşarak fikri Vallet’e atfetmiştim. 20 yıldan fazla bir zamandır yaşlı başrahibe aslında bana vermediği bir şey için müteşekkir durumdaydım. Sihirli Anahtar’ı kendim üretmiştim. Ama olan biten tam da bu muydu? “Eğer Vallet’i okumamış olsaydım, o fikir aklıma gelmeyecekti. Belki o fikrin babası o değildi ama deyim yerindeyse ebesiydi.”
Eco, devamla “Başka kez ise bana ait olduğu konusunda çok ikna olduğum bir fikrin, yıllar öncesinde okumuş olduğum bazı kitapları yeniden gözden geçirdiğimde pek de bana ait olmadığını ya da fikrin çekirdeğini oluşturan şeyin bana başka bir yazardan gelmiş olduğunu fark etmiş oldum.” diyerek okuma ve araştırma serüveninin basit olmayan organik ve karmaşık yapısını anlatmaktadır.
Tezin İşlevi ve Konusu
Eco, kaleme aldığı kitap ile ilgili olarak, ilk deneyimde işe yarar bir tez hazırlamak için önerilerde bulunduğunu ifade etmektedir. Tezin, araştırmacının isteği ve imkânı olması halinde sonraki yıllarda sürdürülebilecek daha geniş bir araştırmanın başlangıcı olarak ele alınması gerektiğini belirtmektedir.
Eco’ya göre tez konusu seçilirken, tercih edilecek olan konu, adayın okumaları ile ve politik, kültürel, dinî dünyasıyla bağlantılı olmalıdır. Konuyla ilgili kaynaklara erişilebilmelidir. Tez konusu, adayın kültürel düzeyine ve bireysel deneyimine uygun seçilmelidir.
Konu belirlerken alan daraltma aşaması, neyin kontrol edileceğini ve neyin dışarıda bırakılacağını belirlemeye yarar. Böylece daha hedef odaklı çalışma süreci geçirip, daha emin adımlarla ilerlemek mümkün olur. Ayrıca hangi konu seçilirse seçilsin ilk tezde konusundan çok, kazandıracağı çalışma deneyimi önemli ve kalıcı olacaktır.
Tez Yazmanın Süresi
Genel olarak bir tez 6 aydan fazla ve 3 yıldan az sürmektedir. Bir araştırmacı, kendisine uygun sınırlar koyabilmeli ve ne olduğu belirgin bir eser üretebilmelidir. 3 yıldan fazla süre boyunca bitmeyen bir tez, tam olarak ne söylemesi gerektiğini bilmeyen bir araştırmacıya işaret eder. Tezin toplam çalışma süresi, 6 aydan az da süremez. Çünkü ilk defa tez yazacak biri için; çalışma planı, bibliyografya araştırması, tez metni yazımı gibi işler nedeniyle 6 ay çabuk geçer.
Bu süreç deneyim kazandıkça hızlanır. Öyle ki araştırmacı, ilerleyen dönemlerdeki çalışmalarında, zamanla zihninde uçuşan ama ilk kaynağından emin olmadığı fikirlerden yararlanarak çalışmalar üretebilir hale gelir; geçmişteki okumalara dayanarak bazı fikirler yazım sırasında insan aklında beliriverir. Dolayısıyla tecrübe arttıkça, genellikle daha hızlı hareket edilebilir.
Tezin mümkün olduğunca kısa sürede bitirilebilmesi için şu koşullar önemlidir: Konu sınırları iyi belirlenmelidir. Literatür taraması için geçecek zamanı kısaltmak adına konu mümkün olduğunca yakın zamana ait konular arasından seçilebilir. Sürecin hızlı tamamlanması için, seçilen konuyla ilgili her türden belgeye, dar bir araştırma sahasında, erişilebilir olmalıdır. Çok farklı alanlardaki kaynakların araştırılması gerekli olan bir konu seçildiğinde süreç uzayacaktır.
Tez ve Bilimsellik
Her şeyden önce seçilecek konu ve hipotezin doğru veya yanlış da olsa üzerine konuşulabilecek bir şey olduğu konusunda hemfikir olunmasını sağlamak gerekir. Bir araştırma ele alınan konudaki henüz söylenmeyen şeyleri söylemeli veya söylenmiş olanları farklı perspektifle gözden geçirmelidir. Araştırma belli bir hedef kitleye faydalı olmalıdır. Hipotezi kanıtlamak için kullanılan belgeler erişilebilir olmalıdır.
Tezin nitel veya nicel olması konusundaki tercih, araştırmacı için önemlidir. Akademik ağırlığı olan bir tez yazmak ile toplumsal etkinlikler ve deneyimlerle doğrudan ilgili bir alanda tez yazmak farklı bir çalışma süreci gerektirecektir. Tezin asıl kazandırdığı da bu çalışma yöntemine dair tecrübe olacaktır.
Akademik tezlerle siyasi tezler bu bağlamda birbirine benzetilebilir. Zira bir politikacı, gerekli bilgi ve istatistiklere sahip olmadan bir kalkınma programına karar verirse, temsil ettiği siyasi tarafı zora sokan bir hizmette bulunmuş olur.
Tez ve Danışman
Tez danışmanı konusunda iyi ihtimal, danışmanın kendi ufkunu genişletmek için tam olarak vakıf olmadığı bir konuyu seçmesi olabilir. Kendini yeni şeylerle uğraşmak zorunda bırakan bir danışman, çalışmayla ilgileniyorsa, bu iyi bir tezin ayak sesleri olabilir.
Kötü ihtimalse, ilgisiz bir danışmanla çalışan öğrencinin başkalarının yorumlayacağı malzemeyi toplayan bir pozisyona düşmesidir.
Tez ve Kaynaklar
Tez için bibliyografya oluştururken, kaynakların nereden temin edilebileceği, tez hazırlayan kişinin temin edebilecek durumda olup olmadığı sorgusunun önceden yapılması önemlidir. Kaynak ararken henüz keşfedilmemiş kaynaklar için ilk olarak kütüphanelerdeki konu kataloglarına bakılabilir.
Araştırmada kullanılan kaynaklar her zaman ilk elden kaynaklar olmalıdır. Ciddi bir bilimsel çalışmada, başka bir alıntıdan alıntı yapılmamalıdır. Ancak bazı istisnai durumlarda ilk kaynaklara erişme imkânı yok ise, ilk kaynaklardan alıntı yapanlar arasında en ciddi araştırmacı karakterine sahip olandan alıntılamak tercih edilmelidir. Fiziksel olarak gözle görülmeyen kaynaklar, kaynakça olarak gösterilmemelidir.
Teze Başlarken
Bir teze dair çalışırken yapılması gereken ilk şeylerden biri içindekiler kısmını yazmaktır. İçindekileri yazmak, tezin alanını tanımlamaya yarar. Sonraki süreçte çok kez yeniden organize edilir. Ancak öncelikle bir çıkış noktasına ihtiyaç vardır. Bu, bir seyahat öncesinde, daha sonra muhtemelen değişecek olan bir başlangıç planı yapmak gibidir: Yola çıkmadan evvel bir rota belirlenir, sonra duruma göre o rota yeniden düzenlenebilir. Bu bağlamda tez için öncelikle bir çalışma planı hazırlamak gerekir. Bu çalışma planı, geçici bir içindekiler kısmıdır.
Genelde teze başlamadan önce ne söylenileceği çok açıkmış gibi görünen bazı projelere başladıktan sonra fikirlerin yeterince açık olmadığının farkına varılır. Başlangıç ve sonuç noktaları belirgin olsa da, yolun ne olacağı, nasıl ve ne şekilde varılacağı konusunda büyük eksiklikler fark edilir. İçindekiler ve giriş kısmı bu eksikliğe dair bir çalışma planı imkânı sunar. Zaten bir tez yazmak da, kendi fikirlerimizi ve topladığımız bilgilerle verileri düzene koymak manasına gelir.
İçindekiler Bölümü
İçindekiler kısmında: Sorunun ortaya konuluşu, daha önce yapılan araştırmalar, hipotez, sunulacak veriler, veri analizi, hipotezin kanıtlanması, sonuçlar ve arkadan gelecek çalışmalara dair yorumlar yer almalıdır.
Giriş Bölümü
Giriş taslağı, içindekiler kısmının analitik bir yorumudur: “Çalışmayla şu amaçlanıyor, önceki çalışmalar pek çok sorunu yanıtsız bırakmıştır, toplanan veriler yetersizdir. Birinci bölümde şu konuda saptama yapmaya çalışılacaktır. İkinci bölümde sorun başka bir noktadan ele alınacaktır. Sonuçta şunu kanıtlamaya çalışacağız. Bu çalışma için şu kısıtlamaların göz önüne alınması gerekir ve bu kısıtlamalar için izleyeceğimiz yöntem şudur.” gibi.
Tez bitene kadar bu bölüm pek çok kez gözden geçirilip tekrar yazılır. Bu kurgusal girişle yol gösterici bir hat çizmek hedeflenir. Düşüncelerin netleştirilip belli bir yere yerleştirilmesini sağlar. Yoldan sapmaları ve konuların dağılmasını engeller. Ne yapmak istediğinizi danışmana anlatmak için de işlevseldir.
Giriş bölümü, yazılıp bitirilmiş bir çalışmanın makalesiymiş gibi yazılmalıdır; her zaman geri adım için fırsat olacaktır. Giriş bölümünün zamanla değişmesi gayet normaldir, zira aksi durumda, yaptığınız onca çalışma size fikir vermemiş demektir.
İyi düzenlenmiş tez, (önceki veya sonraki kısımlara) iç referansları çok olan tezdir. Aynı bilgileri her bölümde tekrarlamaktansa tez içi diğer bölümlere referanslar vermek daha iyidir ve tezin iyi kurgulandığını gösterir. Bu kritere, tezin yazmaya başlandığı ilk andan itibaren riayet edilmesi, yazara kolaylık sağlar.
Bilimsel Mütevazılık
Herkesten, her yazıdan bir şeyler öğrenmek mümkündür. Kendi dünya görüşümüze karşıt görüştekilerin en uç noktada olanı dahi bize bazı fikirler fısıldayabilir. Bu nedenle araştırma yapılırken hiçbir kaynak ve yazar küçümsenmemelidir. Herkes, bize bir şeyler öğretebilir.
Cümle ve Paragrafların Yapısı
Büyük bilim insanları ve büyük eleştirmenler incelendiğinde, genellikle çok net ve açık cümleler kurdukları görülür. Ele aldıkları hiçbir şeyi açıklamaktan utanmazlar. Özellikle ele alınan tezin yerleşik terimleri dışında kullanılan tüm terimler tezde tanımlanmalıdır.
Tezde çok uzun cümleler kurulmamalıdır. Bazı kimseler, uzun cümleler kurmamak konusunda zorlanır. Böyle bir durumda önce uzun cümleler yazıp daha sonra, uzun cümleleri bölmek, yazarlara yardımcı olabilir. Ayrıca bir tezde, sık sık yeni paragraf kullanılmalıdır. Paragrafların kendi içinde tematik bütünlükleri olmalıdır.
İlk yazma aşamasında, akla gelen her şey yazılmalı; ancak (birinci, ikinci, üçüncü…) kontrol aşamasında abartılı vurgular daha sonra silinmeli veya dipnotlara taşınmalıdır. Zira tez her kaynağa ve detaya hâkimiyeti göstermeye yönelik değil, başta ortaya konulan hipotezi kanıtlamak için yazılır.
Tezde üç nokta ve ünlem kullanılmamalıdır. Kullanılan ironik ifadeler, açıklanmamalıdır. “Dikkat edin önemli bir vurgu yapıyorum” manasında tırnak işareti kullanılmamalıdır. Zira Eco’ya göre, Marx, işçilerden söz ederken kendi zamanında yaşayan bir işçi gibi değil, bir filozof gibi yazmıştır.
“Daha önce alıntılanan kısım şunu kanıtlamaktadır” gibi cümleler, tez içerisinde rahatlıkla kullanılabilir, çünkü bu tip ifadeler kişiselleştirme iması taşımazlar.
Tezi Yazmaya Başlarken
Tezi yazmaya, ilk bölümlerden başlamaya zorlanmamalıdır. Örneğin ortalardaki herhangi bir bölümde daha fazla belge varsa, yazar zihnen daha hazırlıklı durumdaysa, oradan yazmaya başlanabilir. Eco’ya göre, herkes aslında kendi isteğine göre bir ritim izleyerek çalışır, zikzak çizerek de ilerlenebilir.
Atıflar, Alıntılar, Dipnotlar
Eco’ya göre atıflar temel olarak ikiye ayrılabilir. Bunlar (1) üzerinde yorumlayıcı şekilde uzun süre oyalanacak metinler ile (2) yazarın kendi yorumuna dayanak olacak metinlerdir.
Eco, bir alıntının 2-3 satırı geçmediğinde çift tırnak içinde ve paragrafın içinde kullanılabileceğini söylemektedir. Alıntılar, birebir aynı kelimelerle muhafaza edilmelidir. Atlanılan kısımlar için mutlaka üç nokta kullanılmalıdır. Bariz bilgi hatası varsa dahi hataya saygı duyularak hatayla beraber alıntılanma yapılmalıdır. Tırnak işareti kullanmadan aynen alıntılamak intihaldir. Alıntılanan tüm kısımlar tırnak içine alınmalıdır. Bu kurallara riayet edilmelidir. Zira alıntı yapmak bir duruşmaya şahit götürmeye benzer. Bu şahit, yani referans; aynı zamanda doğru olmalıdır, yerinde olmalıdır, zamanında olmalıdır.
Dipnotlar, alıntıların kaynağını gösterme gayesine hizmet eder. Alıntıların sayfa altında olması iyidir ve dipnotlarda başka bibliyografik notlar eklemek de daha kolaydır. Metin içi ve metin dışı göndermeler de, dipnotlarda daha güzel görünür. Dipnotlar ayrıca metnin içine eklendiğinde bütünlüğü bozabilecek atıf ve alıntıların rahatça kullanılabilmesi için de işlevseldir. Saptamaları genişletmek için de dipnotlar kullanışlıdır. Bununla beraber son derece emin olarak yapılan saptamaların aksini savunan görüşleri de dipnotta eklemek mümkündür. Bazı eserleri okuyarak alınan ilhamların borcunu ödemek için de dipnotlar kullanılabilir.
Bir yazarın başkasından aktardığı fikirleri, o yazara atfetmemeye özen gösterilmelidir. Herkesin bildiği bilgiler için ise, kaynak vermeye gerek yoktur.
Bilimsel Gurur
Seçilen konuya uzunca bir süre harcayan, notlar toplayan, çeşitli sorular üzerine düşünme süreci geçiren, tez sunma aşamasına gelen bir yazar kendisini belirli bir seviyenin üstünde ve hazır hissetmelidir. “Bu konuda şöyle söyleyebiliriz, şöyle olduğu söylenebilir” gibi ifadeler tez yazarı tarafından kullanabilir. Çünkü bir tez yazmak, o zamana kadar o konuda kimsenin eksiksiz, açık, net şeyler söylemediğini varsaymak demektir. Öyleyse tezin yazarı, seçilen konu üzerinde yaşayan en önemli otorite haline gelmiş olmalıdır. Hiçbir özgün fikir üretilmemiş olsa dahi, teorik olarak başka otoritelerce söylenenlere dair bir otorite haline gelinmiş olur. Ayrıca ilerleyen zamanda, tezden bir kaç makale veya kitap çıkarılabilir.
Sonuç Niyetine
Eco’ya göre ilk tezde mühim olan tezi keyifle yazmaktır, çünkü ilk tez ilk aşk gibidir, unutmak çok zordur. Cevaplanmayı bekleyen soruyu karşısına alan tez yazarı, sınırlı sayıda hamlelerle çözüme ulaşır. Bu süreçte hiçbir okuma boşa gitmez. Tez yazarken akla gelen ama belirlenen çerçevenin dışında olduğundan ötürü bir kenara bırakılan fikirlerin peşinden, daha sonraki bir zamanda gidilebilir. Yeni araştırmalar için başlangıç noktası olurlar. Yeni kitaplar ve makaleler için bir perspektif sunarlar. Ve unutulmamalıdır ki, iyi bir araştırmacı, tahsiline ve üretmeye yaşam boyu devam edendir.