Sosyal Öğrenme Kuramı Nedir?
Sosyal öğrenme teorisi, sosyal davranışın başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenildiğini öne sürer. Sosyal öğrenme teorisi, yeni bir davranışın kazanılıp kazanılmadığını belirlemeye yardımcı olan dört süreçten bahseder:
- Dikkat: Davranışı fark etme derecemiz. Bir davranışın taklit edilebilmesi için önce dikkatimizi çekmesi gerekir. Günlük olarak gözlemlediğimiz ve taklit etmediğimiz davranışların sayısı göz önüne alındığında, bir davranışın taklidi etkileyip etkilemediği konusunda dikkatin çok önemli olduğunu gösterir.
- Akılda Tutma: Davranışı ne kadar iyi hatırlıyoruz. Davranışı hatırlamazsak davranışı gerçekleştiremeyiz. Yani bir davranış fark edilebilirken, bir bellek oluşturulmadıkça gözlemci davranışı gerçekleştirmeyecektir. Ve sosyal öğrenme anında olmadığı için, akılda tutma davranış modelleme için hayati önem taşır.
- Yeniden Üretme: Davranışı gerçekleştirme yeteneği. Bu, gözlemlediğimiz bir davranışı yeniden üretme yeteneğidir. Davranışı deneyip denememe konusundaki kararımızı etkiler. Gözlenen bir davranışı taklit etmek istediğimizde bile, fiziksel yeteneklerimizle sınırlıyızdır.
- Motivasyon: Davranışı taklit etme isteği. Bu arabuluculuk sürecine dolaylı pekiştirme denir. Doğrudan deneyim yoluyla değil, diğer insanlar için eylemlerin sonuçlarını gözlemleyerek öğrenmeyi içerir.
Davranışa ek olarak, takip eden ödül ve ceza gözlemci tarafından bilinç altında analiz edilir. Gözlemci, getirilerinin götürülerinden daha büyük olduğunu algılarsa, büyük olasılıkla davranışı taklit eder. Bununla birlikte, dolaylı pekiştirme gözlemci tarafından yeterince değerlendirilmezse, davranışı modellemezler.
Sosyal öğrenme teorisi, birkaç temel varsayıma dayanmaktadır.
- İnsanlar gözlem yoluyla öğrenirler. Öğrenciler sadece bir modeli gözlemleyerek yeni davranış ve bilgi edinebilirler.
- Pekiştirme ve cezanın davranış ve öğrenme üzerinde dolaylı etkileri vardır. İnsanlar, mevcut tepkilerin nasıl pekiştirildiğine veya cezalandırıldığına bağlı olarak gelecekteki tepkilerin potansiyel sonuçları hakkında beklentiler oluştururlar.
- Arabuluculuk süreçleri davranışlarımızı etkiler. Bir davranışın kazanılıp kazanılmadığına katkıda bulunan bilişsel faktörler.
- Öğrenmek mutlaka değişime yol açmaz. Bir kişinin bir şey öğrenmesi, davranışında bir değişiklik olacağı anlamına gelmez.
Sosyal Öğrenme Teorisi Örnek
Günlük yaşamda sosyal öğrenme teorisi örnekleri yaygındır ve en belirginlerinden biri çocukların aile üyelerini, arkadaşlarını, ünlü kişileri ve hatta televizyon karakterlerini taklit eden davranışlarıdır.
Sosyal Öğrenme Kuramının Güçlü ve Zayıf Yönleri
Sosyal öğrenme teorisinin birincil güçlü yönlerinden biri, bir kişinin davranışındaki veya öğrenmesindeki farklılıkları açıklamada esnekliğidir, yani bir kişinin çevresinde bir değişiklik olduğunda, kişinin davranışı değişebilir.
Sosyal öğrenme teorisinin ek bir gücü, farklı öğrenme yollarına izin vermesidir. Bir kişi gözlem veya doğrudan deneyimler yoluyla öğrenebilir.
Teorinin yetersiz kaldığı yer, kişinin eylemlerinde hesap verebilirliğin önemini ihmal ettiği yerdir. Çevreye daha fazla ağırlık vererek, teori kişinin davranış ve eylemlerinin bir kişinin bilgiyi nasıl kullandığı veya işlediği tarafından değil, toplum tarafından belirlendiğini varsayar.
Sosyal öğrenme teorisi ayrıca sıradan gelişimsel kilometre taşlarını görmezden gelir. Çocuklar aynı oranda olgunlaşmasalar da, çevresel ortamdan bağımsız olarak bazı normal kilometre taşları meydana gelebilir.
Teori ayrıca, özellikle gözlemcinin taklit edebileceği belirgin bir rol modeli olmadığında, tüm davranışları hesaba katmada başarısız olur.
Referanslar
- onlinemswprograms.com/social-work/theories/social-learning-theory/
- verywellmind.com/social-learning-theory-2795074