Üçüncü Dünya Ülkeleri Kavramı Nedir?
Üçüncü Dünya Ülkeleri Kavramı Nedir? Üçüncü Dünya Ülkeleri Ortak Özellikleri Nelerdir?

“Üçüncü Dünya” kavramı, gelişmekte olan ülkeleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Soğuk Savaş sırasında görüşleri NATO/kapitalizm veya Sovyetler Birliği/Komünizm ile aynı çizgide olmayan ülkeleri belirtmek için Fransız antropolog ve tarihçi Alfred Sauvy tarafından ortaya atılmıştır.
Zamanla gelişen/değişen bir içeriğe sahip olmakla beraber, üçüncü dünya ülkeleri kavramı, yüksek bebek ölümü, düşük ekonomik gelişme, yüksek yoksulluk, doğal kaynakların düşük kullanımı ve sanayileşmiş ülkelere aşırı bağımlılık gösteren ülkeleri tanımlamaya yarar.
Üçüncü Dünya Ülkeleri
Üçüncü dünya ülkeleri ile ifade edilen ülkeler, gelişmekte olan ve teknolojik olarak daha az gelişmiş olan Asya, Afrika, Okyanusya ve Latin Amerika ülkeleridir.
Üçüncü dünya ülkeleri gelişmiş ülkelere bağımlı ekonomilere sahip olma eğilimindedir. İstikrarsız devlet yapıları vardır. Karakteristik bazı özellikler; güçlü bir orta sınıfın bulunmaması, düşük ekonomik gelire sahip olan yoksul milyonlarca insanın varlığı ve ülkenin zenginliğini / kaynaklarını kontrol eden çok küçük bir seçkin üst sınıfın olmasıdır. Üçüncü dünya ülkelerinin bir çoğunda çok büyük dış borç söz konusudur.
Jeopolitik Boyut
Üçüncü Dünya ülkeleri kavramı, daha çok ABD ve Sovyetler Birliği ile aynı hizada olmayan Asya ve Afrika ülkelerini ifade eder. Kavramsal perspektifte: Amerika Birleşik Devletleri, Birinci Dünya’nın bir üyesi olarak kabul edilir – Rusya, İkinci Dünya’nın bir üyesi olarak kabul edilir. Bu çerçevede birinci dünya ülkeleri, Amerika ve müttefikleri olan Batı blokudur. İkinci dünya ülkeleri, Sovyetler ve Çin ile müttefiklerinin oluşturduğu Doğu blokudur. Üçüncü dünya ülkeleri ise geriye kalan ülkelerden ve özellikle bağlantısızlar hareketi ülkelerinden oluşur. Günümüzde, Sovyetler Birliği artık var olmadığından, “Üçüncü Dünya” kavramının tanımı tartışmaya ve yorumlamaya açıktır.
Üçüncü Dünya Ülkelerinin Ortak Özellikleri
Üçüncü Dünya ülkeleri olarak tanımlanan ülkeler, az gelişmiş ekonomilere sahiptir. Bu ülkelerde, düşük eğitim seviyeleri, zayıf eğitim/ulaşım altyapısı, kirli çevre, gerekli sağlık hizmetlerine sınırlı erişim başta olmak üzere çeşitli insanî imkanların dünyanın daha gelişmiş ülkelerinde yaşayanlardan çok daha düşük olduğu anlamına gelir.
Üçüncü Dünya Ülkesi tanımı, birçoğu sömürge geçmişine sahip olan çeşitli (gelişmekte olan, az gelişmiş ya da en az gelişmiş ülkeler olarak sınıflandırılan) Afrika, Asya, Latin Amerika ve Orta Doğu ülkeleri için ortak bir sınıflandırma aracı olarak kullanılmıştır. Dünya nüfusunun yüzde 75’ini oluşturan toplulukların, kaynaklarının yalnızca yüzde 20’sini tüketmesine atıfta bulunur.
Genel olarak (1) sanayileşmenin yavaş hızı, (2) düşük ve çok düşük seviyelerde kişi başına ekonomik gelir, (3) düşük okuma yazma düzeyleri ile birlikte yüksek hızlı bir nüfus artışı (4) zayıf sağlık hizmetleri ve yetersiz ulaşım altyapısı, (5) başlıca döviz kazancı olarak tarımsal ve emtia ihracatına bağımlı olmak, üçüncü dünya ülkeleri olarak adlandırılan ülkelerin özellikleri olarak belirtilmektedir.
Kaynaklar
- https://www.nationsonline.org/oneworld/third_world_countries.htm
- http://www.businessdictionary.com/definition/Third-World.html
- https://www.investopedia.com/terms/t/third-world.asp
3. dünya devletleri olarak isimlendirilen Asya Afrika ve Latin Amerika Devletleri tarafından oluşturulan blok hangisidir?
Üçüncü dünya devletleri tek blok mu?
Blok olarak nitelendirilemez, komünist ve kapitalist bloğa dahil olmayan ülkelere takılan isimdir.
Teşekkürler
Ama soruda 3. dünya devletleri olarak isimlendirilen asya afrika ve latin amerika devletleri tarafından oluşturulan blok hangisidir diyor?
Buldum. Bağlantısızlar Hareketi (NAM), herhangi bir büyük güç bloğu ile resmi olarak uyumlu veya karşı olmayan 120 gelişmekte olan dünya devletinden oluşan bir forumdur. Birleşmiş Milletler’den sonra dünyadaki en büyük devletler grubudur.
Hareket 1950’lerde, bazı ülkelerin, Varşova Paktı’na bağlı Sovyet yanlısı komünist ülkeler ile NATO’ya bağlı Amerikan yanlısı kapitalist ülkeler arasındaki Soğuk Savaş’ın kutuplaşmış dünyasından kaçınma çabası olarak ortaya çıktı. 1955 Bandung Konferansı’nda kabul edilen ilkelere dayanarak, Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru, Yugoslav Devlet Başkanı Josip Broz Tito, Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdül Nasır, Gana Devlet Başkanı’nın girişimiyle 1961’de Yugoslavya’nın Belgrad kentinde Bağlantısızlar Hareketi kuruldu. Kwame Nkrumah ve Endonezya Devlet Başkanı Sukarno da vardı. Bu, Bağlantısız Ülkelerin Devlet veya Hükümet Başkanlarının ilk Konferansına yol açtı. Bağlantısız hareket terimi ilk olarak 1976’daki beşinci konferansta ortaya çıktı ve burada katılımcı ülkeler “hareketin üyeleri” olarak gösterildi.
Bağlantısızlar Hareketi’nin birçok üyesi aslında Çin veya Sovyetler Birliği ile oldukça yakın hizada olmasına rağmen, hareket, üyeler arasında hareketi tehdit eden çeşitli çatışmalara rağmen, Soğuk Savaş boyunca hala devam etti. Soğuk Savaş’ın 1991’de sona ermesinden bu yana, dünyanın gelişmekte olan ülkeleri, özellikle de Küresel Güney’dekiler arasında çok taraflı bağların ve bağlantıların yanı sıra birlik geliştirmeye odaklandı.
“Üçüncü Dünya” terimi ise, Soğuk Savaş sırasında, NATO veya Varşova Paktı ile uyumlu olmayan ülkeleri tanımlamak için ortaya çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Japonya, Güney Kore, Batı Avrupa ülkeleri ve müttefikleri “Birinci Dünya”yı temsil ederken, Sovyetler Birliği, Çin, Küba, Vietnam ve müttefikleri “İkinci Dünya”yı temsil ediyordu. Bu terminoloji, Dünya uluslarını siyasi ve ekonomik bölünmelere dayalı olarak geniş bir şekilde üç gruba ayırmanın bir yolunu sağladı. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana, Üçüncü Dünya teriminin kullanımı azaldı. Gelişmekte olan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler veya Küresel Güney gibi terimlerle değiştiriliyor. Kavramın kendisi artık dünyanın mevcut siyasi veya ekonomik durumunu temsil etmediğinden ve tarihsel olarak fakir ülkeler farklı gelir aşamalarından geçtiğinden modası geçmiş oldu.